Basın Açıklamaları | |
ANAYASA’NIN TOPLUMUN SİVİL DEMOKRATİK TALEPLERİNİ KUCAKLAYAN BİR UZLAŞI METNİ OLMASI, EN GENİŞ KESİMLERCE BENİMSENMESİ GEREKİR | |
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu genişletilmiş toplantısı şube yöneticilerinin katılımıyla 7 Eylül 2007 tarihinde Trabzon’da yapıldı. Toplantıda Oda’nın gündemindeki konuların yanı sıra, hepimizin yakından izlediği önemli bir konu olarak Anayasa tartışmaları da değerlendirilmiştir.
13 Eylül 2007 TMMOB MİMARLAR ODASI BASIN AÇIKLAMASI TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu genişletilmiş toplantısı şube yöneticilerinin katılımıyla 7 Eylül 2007 tarihinde Trabzon’da yapıldı. Toplantıda Oda’nın gündemindeki konuların yanı sıra, hepimizin yakından izlediği önemli bir konu olarak Anayasa tartışmaları da değerlendirilmiştir. Hazırlanan taslağın irdelenmesi, tüm toplum kesimleri tarafından katılımcı bir şekilde tartışma ortamlarının oluşturulmasının önemi vurgulanmış, bu alanda gösterilen kapalılık ve basına sızan metinlerdeki belirsizlik ortamının yarattığı rahatsızlığın giderilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Anayasa’nın sadece mesleğimizi, kentleşmeyi ilgilendiren bölümlerinin değil, bir bütün olarak tamamının değerlendirilmesi gerektiği ifade edilerek, tüm demokrasi güçleriyle birlikte Mimarlar Odası’nın da sürecin takipçisi olacağının ve üzerine düşen görevi yerine getirmeye hazır olduğunun kamuoyuna duyurulması kararlaştırılmıştır. Mimarlar Odası’nın Anayasa çalışmaları ile ilgili basın açıklaması şöyledir:
Mimarlar Odası 22 Temmuz seçimleri öncesinde yayınladığı raporda, ülkemizin içinde bulunduğu siyasi kriz ortamının 12 Eylül döneminin mirası olan hukuki düzenin bir sonucu olduğunu belirterek şu vurgulamayı yapmıştır: “1980’lerde küresel kapitalizmin dayattığı neo-liberal politikaların ülkemiz insanına kabul ettirilmesini amaçlayan bu müdahalenin yarattığı ekonomik-toplumsal-kültürel ve siyasi ortamın, gerek devlet yapılanması ve sosyal devletten uzaklaşılması, gerekse muhalefete izin vermeyen seçim sistem ve mekanizmalarıyla bugünkü siyasal krizin asıl sorumlusu olduğunun altının çizilmesi gerekir. Özgürlükçü, çoğulcu, barışçı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı ortak paydasında, hukukun evrensel ilkeleri ve değerleri ile örülmüş yeni bir anayasanın hazırlanmasının; buna bağlı olarak seçim barajlarının kaldırılarak toplumun bütün kesimlerinin siyasal temsiline olanak tanıyan bir seçim yasasının benimsenmesinin öncelikli hedefler olduğunu düşünüyoruz. Temsili demokrasinin katılımcı demokrasiye evrilmesi, katılımcılığın teşvik edilmesi, seçenlerin seçilenleri izlemesi, denetlemesi ve uyarmasını olanaklı kılacak mekanizmaların oluşturulması, demokrasinin sağlıklı bir işlerliğe kavuşması için gerekli açılımlardır.” 22 Temmuz seçimleri sonrasında AKP’nin öncelikle Anayasa değişikliğini gündeme getirirken izlediği politika, toplumun geniş kesimlerini huzursuz ederek gerginliğe neden olmaktadır. AKP tarafından sıkça ifade edilen “yeni bir sivil Anayasa oluşturma” iddiası, şimdiye değin yaşanan süreç nedeniyle gerçekçi görünmemektedir. Her şeyden önce sivil ve demokratik olmanın koşulunun, şeffaflık, katılımcılık, uzlaşı, birlikte üretmekten geçtiğini düşünüyoruz. Akademisyenlerce hazırlandığı belirtilen Anayasa değişikliğine ilişkin çalışmalar kamuoyuna henüz açıklanmamış, AKP bünyesinde oluşturulan bir çalışma gurubunca değerlendirmeye alınmıştır. Öncelikle kamuoyunun önüne gelecek nihai çalışmanın, AKP’nin siyasi süzgecinden geçerek sunulacağını, AKP’nin Anayasa taslağı olacağını hatırlamamız gerekiyor. Oysa 12 Eylül askerî müdahalesinin demokratik olmayan olağanüstü koşullarında oluşturulan mevcut Anayasa’nın, yeniden ele alınarak, çağdaş evrensel demokrasi ilkelerine göre oluşturulması ihtiyacı toplumun geniş kesimlerince ifade edilmektedir. AKP’nin bu tutumunu sürdürmesi, çelişkilerin derinleşmesine, hali hazırda giderek yükselen toplumsal taraflaşmaya ve gerçekten sivil, demokratik bir Anayasa arayışının erozyonuna neden olmaktadır. Anayasa taslağıyla ilgili bazı metinler basında yer almıştır. Uzlaşının en temel koşulu güvendir, bu güveni ve güvenli ortamı yaratmak da en başta siyasi iktidarın sorumluluğundadır. Bu bağlamda ülkemizin geleceği ve demokrasimiz açısından böylesi önemli ve temel konuda;
yeni bir Anayasa oluşturmak için toplumun tüm kesimlerinin tartışmaya katılımını sağlayan; açık, şeffaf, uzlaşma arayan, tartışmalar için yeterli zaman öngören ve en önemlisi güven ortamını yaratan bir süreci örgütlemek zorunda ve sorumluluğunda olduğunu vurgulamak istiyoruz. TMMOB’nin, diğer meslek kuruluşlarının, sendikaların oluşturduğu “Çağdaş Anayasa” hareketinin de bu arayışın takipçisi olacağını, Anayasa tartışmalarının bilgili ve etkin bir şekilde yürütülmesine aracılık edeceğini düşünüyoruz. Üzerinde çalışılan Anayasa’da meslek alanımızı da ilgilendiren aşağıdaki konuların yer alması ve kesin hükümlerle ifade edilmesi dileğimiz ve beklentimizdir.
Mimarlar Odası Anayasa ve Yasasında da ifade edilen şekilde kamu ve toplum yararına sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan bir meslek kuruluşu olarak, içinde bulunduğumuz kriz ortamından endişe duymaktadır. Yerel ve evrensel değerleri birlikte ele alan, yorumlayan bir mesleğin örgütü olarak, tüm yaşamsal ve kültürel kaynaklarımızın geleceğinin cumhuriyet değerleri ve demokratik değerlerin buluşmasından geçtiği bilinciyle, tüm toplumsal kesimleri bu değerlere birlikte sahip çıkmaya ve duyarlılığa çağırıyoruz. Mimarlar Odası Anayasa tartışmaları ile ilgili süreci izlemeye devam edecek, bu sürecin sağlıklı işlemesi için katkılarını sürdürecek ve bu süreçte konuyla ilgili düşüncelerini kamuoyu ile paylaşacaktır. |