BAŞKA BİR 'YER'İ DÜŞLEMEK: TÜRKİYE'DE KENTSEL MÜDAHALELER, TURNUSOL OLARAK GEZİ OLAYLARI’NIN AÇIĞA ÇIKARDIKLARI
İlk açıldığı tarih |
: 2-6 Ağustos 2014, DURBAN GÜNEYAFRİKA CUMHURİYETİ |
İlk açıldığı etkinlik |
: UIA 2014 Durban Kongresi |
Pano sayısı |
: 27 pano |
Pano boyutları |
: 75x95 cm |
Sergi Dili |
: İngilizce |
Sergi Takvimi |
: 2-6 Ağustos 2014, DURBAN GÜNEYAFRİKA CUMHURİYETİ |
|
: 1-12 Mart 2016, MO İstanbul BK Şubesi Sergisi Salonu, Karaköy-İSTANBUL |
Küratör, Metinler : N. Müge Cengizkan Sergi Koordinatörü : Özge Şahin Tasarım : Ömer Burak Polat Çeviri : Derin İnan, Arif Şentek
Metropol İstanbul’un kent merkezinde konumlanan Taksim Gezi Parkı, 2013 yılında dünya tarihinin en özgün kentsel muhalefet hareketine sahne olmuştur. Kentsel bir direniş olarak başlayıp toplumsal bir muhalefete doğru evrilen Gezi Olayları, daha sonra Türkiye’nin kentsel ve kırsal mekânlarındaki farklı direniş hareketlerini hem açığa çıkarmış, hem de tetiklemiştir. Türkiye Mimarlar Odası’nın UIA 2014 Durban Kongresi için kurguladığı sergi, Gezi Olayları ile toplumsal bilince çıkan / görünürlük kazanan küresel kapitalizmin kent ve mimarlık alanındaki saldırıları, kamusal alanın tahribatı, modernizmin getirdiği birtakım olanakların ve hakların tasfiyesi, ülkedeki muhafazakâr iklimin küresel bölge ölçeğinden, evin mahremine kadar sirayet eden mekânsal müdahalelerine odaklanmaktadır; ki bu konular Odanın uzun yıllardır sürdürdüğü çalışmalarının ve muhalif duruşunun temelini oluşturmaktadır.
Bu olayların turnusolu haline gelen Gezi Olayları neydi? 1936’da Fransız mimar Henri Prost Planı’nın parçası ve 2 No.lu Park’ın başlangıç noktası olarak tasarlanan Taksim Gezi Parkı, bugün 70 küsur yıllık ağaçları ile içinde bulunduğu sıkışık dokuya nefes aldıran bir kentsel yeşil alandır. Hem kültürel ve toplumsal, hem kentsel ve ekolojik açıdan stratejik bir öneme sahiptir. 2002 yılından bugüne dek tek parti olarak ülkeyi yöneten iktidarın son on yıldır genel bir tavrı olarak, 2012’de gündeme getirdiği ve Gezi direnişinin kıvılcımı olan proje şöyle gelişmiştir: Eskiden Gezi Parkı’nın yerinde bulunan Osmanlı dönemi askeri kışlasının (Topçu Kışlası) ‘canlandırmacı’ bir taktikle rekonstrüksiyonunu yapıp, alanı diğer tüm değerlerinden arındırarak, İstanbul’un kent merkezinde rant alanları yaratmaktır.
Gezi Parkı'nda ilk ağaç kesme girişimi olan 27 Mayıs 2013’te parkın yıkımına karşı gece-gündüz nöbet tutan gruba polis sabah müdahale etmiştir. O günden itibaren başta Taksim Dayanışması olmak üzere Gezi Parkı’nı “işgal” eden gruplar, yaklaşık 15 gün boyunca çadır kurarak sabaha kadar nöbet tutmuş ve parkı işgal ederek yeniden ve kolektif olarak tasarlamışlardır. Mimarlar Odası’nın bileşeni ve sözcülerinden olduğu, farklı anlayış, tavır ve siyasadan gelen 128 örgütün oluşturduğu Taksim Dayanışması, yaşam alanlarımıza müdahale ederek topluma dayatılan projelerin gerçekleştirilmesi için, başta etik, bilim, teknik, hukuk ilkeleri ve toplumun haklı tepkisi olmak üzere hiçbir sınır tanımayan anlayışa karşı taleplerini kent meydanlarında sıklıkla gündeme getirmiştir.
İstanbul’da yaşanan bu toplumsal ve kentsel muhalefet tüm Türkiye’ye yayılmış; sadece kentlerle sınırlı kalmamış, Anadolu kırsalında yaşanan yaşam ve ekoloji mücadelesinin hem tetikleyicisi olmuş, hem de mevcut toplumsal hareketleri günyüzüne ve toplum bilincine çıkarmıştır.
Bu icerik 693 defa görüntülenmiştir.
|