Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne ilişkin, 25 Nisan 2012 tarih ve 1310 sayılı ile yayımlanan Genelgesi’nin 6. ve 7. maddelerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açılmıştır.
İptali istenen düzenlemeler;
“6- 03.04.2012 tarihinden itibaren yapı ruhsatı düzenlemeye yetkili idarelerce ruhsat sürecinin kısaltılabilmesi adına; proje müellifleri, fenni mesuller veya yapı denetim kuruluşunun denetçi mimar ve mühendisleri için daha önceki mevzuatta da zorunlu olmayan meslek odası incelemesi, vizesi vb. işlemler yapılmayacak, ayrıca bu doğrultuda sicil durum belgesi istenmeyecek ve projelerin meslek odasınca vizelenmesi talep edilmeyecek, mimar ve mühendislerden Yönetmelik eki taahhütname istenecektir. Elektrik, telefon ve doğalgaz tesisat projelerinin ilgili kurumunca onaylanması haricinde, projeler ruhsat düzenlemeye yetkili idare onayı ve proje müellifinin imza ve parafı dışında, mevzuat uyarınca da zorunluluk arz etmediğinden meslek odaları dahil hiçbir kurum veya kuruluşça inceleme yapılmayacak ve vizelenmeyecektir.
7- Yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin birer örneği ve bir önceki ayda yapılan işlemlere ilişkin bilgiler, incelenmek ve üye kısıtlılığının olup olmadığı hakkında ilgili idareye bilgi verilmek üzere her ayın ilk haftası ilgili meslek odalarına liste halinde topluca bildirilecektir. Üyelerin mesleği uygulamada kısıtlılıklarının idareye bildirilmesinde sorumluluk meslek odalarına aittir.”
Dava konusu Genelge Anayasa’ya ve 6235 sayılı Yasaya aykırıdır.
Bakanlık görev alanı dışında mesleki odalarının faaliyetlerine ilişkin, Yönetmeliklere dayalı olarak yürüttüğü uygulamaları bertaraf eder nitelikte tasarrufta bulunmaktadır.
Her ne kadar Anayasa’nın 135. Maddesinde “Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.” hükmü ile merkezi idarenin meslek kuruluşları üzerinde idari vesayet yetkisi olduğu belirtilmekte ise de, bu yetki meslek kuruluşlarının kendi organları eliyle, hukuka uygun olarak düzenlediği kuralları ortadan kaldırma, bu kuralları uygulanamaz kılma şeklinde kullanma yetkisini içermemektedir.
Hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşu olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları merkezi idare karşısında özerktirler. Anayasa Mahkemesi kararlarına göre özerklik, "sosyal bir topluluğun ya da tüzel kişiliğin kendilerini yöneten kuralların tümünü ya da bir bölümünü bizzat saptayabilmeleri veya Anayasa ve yasaların çizdiği sınırlar içinde hareket edebilme özgürlüğü ve yetkisidir." Mimar ve mühendis odalarının, Anayasa ve Yasanın verdiği yetkiye dayalı olarak yürütmekte olduğu mesleki denetim uygulamasını engellemeye yönelik Bakanlık genelgesi Anayasa’nın 135. Maddesine aykırıdır.
Yukarıda bahsedilen yasal dayanaklarla yürütülen ve üstelik hukuka uygun olduğu yargı kararlarıyla da sabit olan yönetmeliklerle çerçevesi çizilmiş olan meslek odalarının denetiminin Bakanlıkça dava konusu genelgede, zorunlu olmayan ve yapılmaması gereken uygulamalar olarak ortaya konulması “hukukla bağlı yönetim ilkesi” ile bağdaşmamaktadır.
Meslek mensuplarının mesleği yapma koşulları, faaliyetleri ve denetimi konusunda yetkili ve görevli idarelerin meslek kuruluşları olduğu Anayasa ile ortaya konulmuş olduğu halde, dava konusu Genelgede Bakanlığın görev alanlarıyla hiç ilgisi olmayan Odaların mesleki denetimine ilişkin açıklamalara yer verilmiş olması "Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz." şeklindeki anayasal kurala da aykırıdır.
Genelge 03.04.2012 ve 14.04.2012 tarihli Resmi Gazetelerde yayınlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ndeki değişikliklere ilişkin uygulamaları göstermek üzere yayınlanmıştır. Söz konusu değişiklikler bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin basitleştirilmesi amacıyla yapı ruhsatı düzenlenirken meslek mensuplarının sicil durumunu gösteren meslek odası belgelerinin aranması koşulunu ortadan kaldırmaktadır. Ancak “sicil durum belgesi” ile “mesleki denetim uygulaması” birbirinden bağımsız düzenlemelere bağlı olarak yürütülen uygulamalardır. Bu anlamda, belediyelerin yapı ruhsatı işlemlerinde araması gereken sicil durum belgesi ile ilgisi bulunmamaktadır. Meslek odasının üyelerine yönelik mesleki denetiminin belediyelerin yürütmekte olduğu ve görevleri kapsamındaki olan yapı ruhsatı düzenleme süreci ile hiçbir ilgisi olmadığı halde, genelgede meslek kuruluşlarının inceleme ve denetim uygulamalarına yönelik açıklamalara yer verilmiş olması Yönetmeliğin uygulamasına yönelik olmadığından konu ve sebep yönünden hukuka uygun değildir.
Öncelikle dava konusu genelge, meslek odalarının üyeleriyle olan bağın koparılarak etkinliklerinin kısıtlanmasıyla birlikte gelir kaynaklarını daraltma ve güçsüzleştirme amaçlarına yöneliktir. Bu tutum, çoğulcu demokratik düzenle bağdaştırılamaz.
Bu icerik 2089 defa görüntülenmiştir.
|