MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Basın Açıklamaları
     
    Hazine Arazileri-Bildiri

    29 Mayıs 2003

    Ankara, 29 Mayıs 2003


    BASIN AÇIKLAMASI

    KAMU TOPRAĞININ İŞGALCİLERE SATIŞI
    ANAYASAYA AYKIRIDIR


    DOĞAL SİTLERİN YAPILAŞMAYA AÇILMASI
    YAĞMAYI DAHA DA HIZLANDIRACAKTIR

    AKP İKTİDARI VERDİĞİ SÖZÜ TUTMUYOR,
    KAPALI KAPILAR ARDINDA TASARILAR HAZIRLIYOR


    KAMU TOPRAKLARININ İŞGALİ YASALLAŞTIRILIYOR,
    YASA DIŞI KAÇAK YAPILAŞMA TEŞVİK EDİLİYOR

    YASALARA SAYGILI VATANDAŞLAR CEZALANDIRILIYOR

    DEVLET MÜFLİS BİR MİRASYEDİ GİBİ DAVRANAMAZ,
    KAMU TOPRAĞI KAMU YARARINA KULLANILMALI

    DEPREM TEHDİDİ ALTINDAKİ KENTLERİMİZ
    YAĞMAYI YASALLAŞTIRARAK DEĞİL,
    BİLİMSEL VE TEKNİK BİR PLANLAMA İLE YENİLENMELİ



    İktidar tarafından hazırlanarak TBMM'ne sevkedilen bir tasarı ile, kamu toprakları üzerinde yasalara ve imar düzenlemelerine aykırı olarak yapılmış kaçak yapıların yasallaştırılması öngörülmektedir. Bu toprakların işgalcilere satılması yoluyla sağlanacak gelirin kriz içindeki bütçeye çare olacağı umulmaktadır. Tasarı ayrıca doğal sit alanlarının da yapılaşmaya açılmasına izin vermektedir. Bu girişimler her şeyden önce Anayasaya aykırıdır.

    Anayasanın 56. ve 57. maddeleri, çevrenin korunması ve geliştirilmesini devlete bir görev olarak vermiş, konut ihtiyacının, kentlerin özelliklerini ve çevre koşullarını gözeten bir planlama ile karşılanmasını öngörmüştür. Oysa tasarı, çevreyi korumaya değil çevreyi tahrip eden yağmanın yasallaştırılmasına yöneliktir. Tasarı, planlamayı değil, plansız yapılaşmayı teşvik etmektedir. Kamu topraklarını işgal edenlerin ödüllendirildiği, yasalara saygılı yurttaşların bir anlamda cezalandırıldığı böyle bir uygulama Anayasanın temel kavramlarına aykırıdır.

    AKP iktidarı, göreve gelmeden önce verdiği sözleri yerine getirmemektedir. AKP, parti programında, seçim bildirilerinde ve hükümet programlarında, "katılımcılık" ve "yönetişim" gibi çağdaş yönetim ilkelerinden söz ederek, yapacağı işlerde, çıkaracağı yasalarda toplumun görüş ve katkılarını alacağını söylemişti. Özellikle sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının görüşlerine önem vereceğini söyleyen bir iktidar, bugün kapalı kapılar ardında, hiç kimseden görüş almadan yasalar hazırlamaktadır. Tasarılar hakkında, ancak Meclise sevkedildikten sonra ve güçlükle bilgi sahibi olabilmekteyiz. İktidarı verdiği söze sahip çıkmaya, toplumla ve ilgili kesimlerle sağlıklı bir diyalog ortamını oluşturmaya, getireceği yasaları böyle bir ortam içinde hazırlamaya çağırıyoruz.

    Siyasi iktidar müflis bir mirasyedi gibi, kamuya ait değerleri satarak günlük sıkıntıları aşamaz. Ekonomik krizin aşılması ve bütçeye kaynak yaratılması gerekçesiyle, bir dizi yasa değişikliği ile orman arazilerinin, kıyıların özel mülkiyete açılmasına çalışılmakta, kamu elindeki arazilerin özel kişilere, hatta yabancılara satılması amaçlanmaktadır. Bu girişimler, "özelleştirme" politikalarının, kamu toprakları üzerinde, devlet sorumluluğundan uzak, kamu yararına aykırı, kişisel çıkarları gözeten bir şekilde uygulanmasıdır.

    Kamu elindeki araziler, kentlerin daha sağlıklı gelişmesini sağlamak ve kurallara uygun yapılaşmaya olanak verecek yeni yerleşim bölgelerinin oluşturulması için önemli bir kaynaktır. Bu kaynağın, yasa dışılığı ve plansız kentleşmeyi teşvik eden uygulamalarla harcanması, telafisi olanaksız sonuçlar doğuracaktır. İktidar, kendisine teslim edilmiş emanete devlet olmanın sorumluluğu içinde sahip çıkmalıdır.

    İktidarın bu tasarılar ile getirdiği uygulamaların, yeni imar afları ile devam edeceği görülmektedir. Böyle bir politika ile Türkiye'de sağlıklı bir kentleşmenin, imar yasa ve düzenlemelerinin artık uygulanabilir hali kalmamıştır. Yasa dışı kaçak yapılaşmanın, kamu topraklarını işgalin teşvik edildiği bir ortamda, vatandaşların imar ve inşaat konularında yasal düzenlemelere uymasını bekleyemezsiniz.

    Deprem tehdidi altında olan ve neredeyse üçte ikisi kaçak yapılardan oluşan kentlerimizin mutlaka acil, hayati iyileştirmelere, yeni düzenlemelere ihtiyacı vardır. Ancak AKP iktidarının getirdiği tasarı ve bu konuda izleyeceği anlaşılan politika, söz konusu ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Tasarı ve diğer girişimler, kentlerimizi daha da içinden çıkılmaz sorunlarla dolu bir duruma getirecektir. İktidarı ivedilikle, kentlerimizi deprem karşısında dayanıklı kılacak, sağlıklı koşullar altında geliştirecek, bilim ve tekniğin kurallarına uygun, kamu yararını gözetir tedbirleri almaya çağırıyoruz.

    TMMOB MİMARLAR ODASI MERKEZ YÖNETİM KURULU

    Bu icerik 1152 defa görüntülenmiştir.