4 Haziran 2003
YENİ BİR DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNDE UMUTLU DE?İLİZ DÜNYA ÇEVRE GÜNÜNDE TÜRKİYE’DE DO?AL SİTLER YAPILAŞMAYA AÇILIYOR, ÇEVREYİ KATLEDEN KAÇAK YAPILARA AF GETİRİLİYOR ÇEVRE KİRLİLİ?İNİN NEDENİ SÖMÜRÜ VE YOKSULLUKTUR “YOKSULLU?UN YOKEDİLMESİ” HEDEFLENİYOR AMA YOKSULLUK GİDEREK ARTIYOR YAŞANABİLİR BİR ÇEVRE İÇİN SAVAŞSIZ SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜNYA 5 Haziran’da yeni bir “Dünya Çevre Günü” yaşanıyor. Çevreden sorumlu olanlar, duyarlı dünya yurttaşları, doğal ve yapılı çevrelerindeki son durumu bir de bugün değerlendirecekler. Kimileri de “mıntıka temizliği” yaptırarak “Dünya Çevre Günü”nü “kutlayacak”lar. Ne yazık ki, bugün çevre sorunları açısından geleceğe umutla bakamıyoruz. Sınırlı doğal olanaklar, bize emanet edilen yılların birikimi çevre değerleri giderek daha acımasızca tüketiliyor. Sermayenin aşırı kâra yönelik saldırıları, ranta dayalı politikalar, çevreyi de elden çıkarıyor. Dünya üzerinden kalkmayan savaş bulutları, çevreyi sürekli tahrip ediyor. Bugünlerde Türkiye’de, doğal sitlerin yapılaşmaya açılması pazarlıkları sürdürülüyor. Çevreyi katleden kaçak yapılaşmanın yasallaştırılmasına, yeni imar afları getirilmesine çalışılıyor. Ormanlık arazilerde, su havzalarında işgal edilen kamu topraklarının işgalcilere verilmesi, kıyıların özel mülkiyete açılması için yasalar, hatta Anayasa değiştiriliyor. İktidar bu yollarla elden çıkarılan çevrenin bir daha geri dönmeyeceğini bilmelidir. Dünyada çevre kirliliğinin önemli bir nedeni, sınır tanımayan sömürü düzeni ve bunun kaçınılmaz sonucu olan yoksulluktur. Birleşmiş Milletlerde ve Habitat oluşumlarında “yoksulluğun yokedilmesi” ni amaçlayan söylemler geliştiriliyor. Rio ve Johannesburg zirvelerinde imzalanan sözleşmelerde “yoksulluğun yokedilmesi”nden söz ediliyor. Ama ortada açık bir gerçek var ki, yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik giderek artıyor. Yoksulluk ortadan kaldırılmadıkça, yoksulluğu doğuran sömürü düzeni dizginlenmedikçe çevrenin korunabilmesi mümkün olmayacaktır. Son olarak G8 zirvesinde yoksulluğun sözünün bile edilmemesi umut kırıcıdır. Savaşlar, dünyamızda çevre değerlerinin yok olmasının bir başka önemli nedenidir. Ne doğal çevreyi, ne de yüzyılların mirası olan tarihi ve kültürel çevreyi gözetmeden Irak üzerine yağdırılan bombalar, onulmaz yaralar açtı. Dünya üzerinde her türlü insani değeri hiçe sayan savaş politikaları sürdükçe, gerçek anlamda kalıcı bir barış ortamı sağlanamadıkça insanların yaşamı ve yaşadıkları çevre de sürekli tehdit altındadır. Çevresiyle birlikte insan yaşamını yok eden doğal afetler, ne yazık ki verdiğimiz büyük kayıplara rağmen ülkemizde gene de ciddiye alınmamaktadır. Son Bingöl depremi yeni bir acı ders olmuştur. İktidarların bu konuda günlük geçici uygulamalardan vazgeçmesini, kalıcı, köklü uygulamaları bir an önce başlatmasını bekliyoruz. Mimarlar, dünyada ve ülkemizde sağlıklı çevre koşullarının oluşturulması için sürdürülecek kapsamlı girişimlerde, bilgi ve birikimleriyle katkıda bulunmaya hazırdır. Ancak, ülke yönetimlerinin izlediği tam tersi doğrultudaki politikaların belirleyici olduğu bir ortamda, bilimin, tekniğin ve mimarların yapacağı fazlaca bir şey kalmamaktadır. 5 Haziran 2003 gününde, yaşanabilir bir çevre için sömürüsüz ve savaşsız bir dünya özlemimizi bir kez daha tekrarlıyoruz. Saygılarımızla,
Bu icerik 1133 defa görüntülenmiştir.
|