MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Basın Açıklamaları
     
    MİMARLAR ODASI DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

    5 Haziran 2014

    Dünya Çevre Günü teması bu yıl “Sesini Yükselt, Deniz Seviyesini Değil!” olarak belirlenmiştir. İklim değişikliği, tüm dünyada en çok hızlı kentleşme, nüfus artışı ve göçün dönüştürücü etkilerinin görüldüğü büyük yerleşimlerde sonuçlarını göstermektedir. Doğal kaynaklarını kaybeden kentlerimizin iklim değişikliğine ve bu değişikliğin getireceği afetlere karşı koyabilme kapasitesi giderek azalmaktadır.

    İktidar ekonomik istikrar söylemleriyle rant sağlamak amacıyla tüm doğal alanlarda yapılaşmanın önünü açmaktadır. Bu politikalarla ülkemizin tamamında, kentsel ve kırsal alanları, tabiat varlıkları, bütün koruma alanları, ormanlar, kıyılar, milli parklar, doğal sit alanları, meralar, yaylalar, kışlaklar vb. tüm çevre rant alanları haline getirilmekte ve doğal kaynaklar yok olmakta, yeraltı ve yerüstü su kaynakları kirletilmekte, kentsel, kırsal çevre sorunları hızla artmaktadır.

    Buna karşın, birbiri ardına planlanan ve yürürlüğe sokulan bu projelerle ilgili meslek odaları ve hatta kamu kurumları tarafından düzenlenen raporlar göz ardı edilmektedir.

    Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, ihale mevzuatındaki değişiklikler ve fiili uygulamalarla doğal ve kültürel çevrenin korunmasında zorunlu olan ÇED süreci devre dışı bırakılmıştır.

    Bu yönetmelik değişikliğiyle Mersin Akkuyu Nükleer Santrali, Hasankeyf Ilısu Barajı ve İstanbul 3.Köprü ve çevre otoyolu, 3. havaalanı gibi birçok proje çevreye olan etkileri değerlendirilmeden uygulanacak, tamamlanacak, çevre tahribatı geri dönülemez boyutlara ulaşacaktır. Hidroelektrik Santraller (HES) tarım alanlarının yapılaşmaya açılması, verimli arazilerinin yetersiz tarım politikaları nedeniyle toprak ve üretim kaybına uğraması, madencilik faaliyetleri, afet riski gerekçe gösterilerek rezerv alan ilan edilen yeşil alanlar, milli parklarda yapılaşma, 2B kapsamına alınan ormanlık araziler çevre sorunlarından sadece bir kısmıdır.

    Nisan ayı başında askıya çıkan 1/25000 ölçekli Datça Planları ile bütün kıyılarda yeni ve kapsamlı bir yağma süreci başlatılmıştır.

    Tüm bu sorunlar; bilim insanları, çevreye duyarlı yurttaşlar, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından tespit edilerek merkezi-yerel yönetimlere hazırlanan raporlarla kamuoyuna sunulmaktadır. Ancak çevre politikalarının oluşturulması ve geliştirilmesinden sorumlu yöneticiler, yaşanabilir ve sürdürülebilir kentlerin sahip olması gereken doğal kaynakları rant ve gelir alanı olarak görmektedirler.

    Sermaye odaklı merkezi-yerel yönetim politikaları sonucunda nüfusunun çoğunluğu kentlerde yaşayan ülkemizde şehirler doğal ve insan kaynaklı afetlere açık hale gelmektedir. İklim değişikliği nedeniyle yükselen deniz seviyesi daha şiddetli fırtınalara ve sellere, orman kaybına uğrayan alanlar da daha sert gecen mevsimlere ve sonuçta kuraklığa sebep olmaktadır.

    Dünyamızda yaşanan değişime ancak ülkemizin sahip olduğu doğal, çevresel kaynakların korunması ve uzun vadeli cevre politikaları oluşturularak bu kaynakların tüm yurttaşlarca eşit kullanılabilmesi yoluyla karşı koymak mümkün olacaktır. Bu bağlamda çevre karşıtı yatırım ve plan kararlarının ivedilikle durdurulması zorunludur. Katılımcı, bilimsel planlama süreçlerine bağlı olarak kararların hayata geçirilmesi esas olmalıdır.

    Mimarlar Odasi olarak Dünya Çevre Günü’nde; “Gezi duyarlılığı” anlayışı doğrultusunda, sağlıklı yaşam çevrelerinin oluşturulması için, kentsel, kırsal tüm doğal kaynakların sömürülmesi karşısında, öncelikle doğal kaynaklarımızın ve çevremizin korunması amacıyla verdiğimiz mücadeleye devam etmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.

    TMMOB Mimarlar Odası

    Bu icerik 894 defa görüntülenmiştir.