25 Aralık 2015
Ülkemizin güneydoğusunda, Haziran’da yapılan Genel Seçimlerin ardından başlayarak şehirlere yayılan; çocuk, kadın, yaşlı, sivil, asker çok sayıda insanımızın ölmesine ve yaralanmasına neden olan, yurttaşların sağlıklı ve güvenli yaşama hakkını gasp eden saldırı ve çatışmalar iç savaş boyutlarına varmaktadır.
Mimarlar Odası olarak kaygı ile izlediğimiz bu süreçler, aynı zamanda bölge coğrafyasının ortak değeri olan kentlerin yıkılmasına, tarihsel ve doğal mirasın geri dönülemez biçimde zarar görmesine de sebep olmaktadır.
Başta Diyarbakır’da olmak üzere, Kasım ayından itibaren giderek şiddetlenen çatışmalar nedeniyle sivil yurttaşlar yaşam çevrelerinden ayrılmak ve göç etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durumdan istifade eden “otoriter ve sermaye odaklı” politikaları rehber edinen siyasi iktidar; savaşın yıkıcı etkisinden yararlanarak saldırı ve çatışmaların yaşandığı yerleşim yerlerini dönüştürmek suretiyle nemalanmayı amaçlamaktadır. Mimarlık ve planlama ise “yağmanın bir aracı” haline getirilmek istenmektedir.
Bu anlayış doğrultusunda iktidara yakınlığı ile bilinen kimi ulusal basın yayın organlarında; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınan Sur bölgesindeki yerleşim yerlerinin “…çatışma ve saldırılara mekânsal olanak sağladığı, kentsel dönüşüm projelerinin ise terör olaylarını engelleyeceğine…” dair asılsız haberler yayımlanmaktadır. 22 bin kişinin göç ettiği Sur İlçesinin ise ancak “afet bölgesi” ya da “acil kamulaştırma bölgesi” ilan edilerek dönüştürülebileceği ifadeleri ile “savaş ve yıkımdan ganimet elde etmek” için propaganda yapılmaktadır.
Birleşmiş Milletler Hukukuna göre; savaş ve yıkımdan fayda sağlamak, bir insanlık suçu olarak tarif edilmektedir. Her hangi bir anda veya durumda kendilerini çatışma altında bulan tüm yurttaşların ve bu yurttaşlara ait yerleşim yerlerinin korunması devletin sorumlulukları arasındadır. Göç edilerek terk edilen arazilerde yapı inşa edilmesi veya var olan yerleşim yerleri üzerinde dönüşüm projeleri gerçekleştirilmesi; toplumun sosyo-kültürel yapısında ayrışmaya neden olacaktır.
Daha önce Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile Toplu Konut İdaresi (TOKİ) arasında yapılan protokolle başlatılan, bölgede yaşayanların evlerini terk etmemesi ve yıkımlara direnmesi nedeniyle durdurulan Kentsel Dönüşüm Projesi; çatışmalar sonucu oluşan yıkımdan yararlanılarak yeniden gündeme getirilmektedir. Projede tarihi kent merkezlerini konut bölgesi olmaktan çıkartarak ticaret ve finans merkezi olarak kurgulayacak yeni yapılaşma programları öngörülmektedir. Ticaret-finans odağı haline gelmesi ile kent merkezi kamusal alan olmaktan çıkacak, yerinde iskânı sağlanamayan yurttaşlar kentin çeperlerine gitmek zorunda kalacaklardır.
Mimarlar Odası olarak;
Öncelikle; yağma, yıkım ve çatışmalardan sorumlu olanların insanlığımıza ve uygarlığımızın ortak değerlerine daha fazla zarar vermelerinin engellenmesi gerektiğini,
Her ne gerekçe olursa olsun savaştan rant sağlanması amacıyla yürürlüğe konan politikalarının bir insanlık suçu olduğunu,
İnsanlarımızın ölümüne, yaralanmasına ve binlerce yurttaşımızın göç etmesine neden olan; kültürel varlıklarla birlikte bütün yaşam değerlerini yok eden çatışmaların durdurulması ve barışın sağlanmasının herkesin ortak sorumluluğu olduğunu,
Kentlerin, içinde bulundukları ekonomik ve toplumsal yapının tüm özelliklerini yansıtan birer parçası olduğunu ve kentsel çevre için yeni politikaların oluşturulmasında tüm kesimlerin rol almasının, kentler ve bölgeler arasında eşgüdüm ve işbirliği sağlanmasının, kentlilerin yaşam ortamlarıyla ilişkilerinin güçlendirilerek çevrelerine ve kentsel değerlerine yabancılaşmalarının önlenmesinin gerektiğini, önemle vurgulamaktayız.
Bu çerçevede bütün kesimleri; en temel insan hakkı olan sağlıklı ve güvenlikli bir çevrede barış içinde yaşama ve barınma hakkını ödünsüz savunmaya; bölgede eğitim, sağlık ve tüm diğer kentsel hizmetlerin normale döndürülmesi için çaba göstermeye çağırıyoruz.
Değerli kamuoyumuza saygı ile duyurulur.
MİMARLAR ODASI
Bu icerik 1372 defa görüntülenmiştir.
|