1 Ocak 2017

10 Aralık 2016 tarihinde 45 yurttaşımızın hayatını kaybettiği saldırıların üstünden henüz bir ay bile geçmeden; 01 Oca 2017 tarihinde İstanbul, Ortaköy semtinde yeni yıl kutlamalarının yapıldığı bir mekânda katliam yapılmıştır. Resmi açıklamalarda 39 insanin yaşamını yitirdiği 65 kişinin ise yaralandığı belirtilmektedir.

Bölge coğrafyasında insanlık suçlarını artıran, güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkını kısıtlayan; terör, çatışma ve savaşın getirdiği ve giderek yükselen şiddet; ülkemizde 2016 yılı içinde sayıları on besin üzerinde saldırıya ve yüzlerce can kaybına sebep olurken 2017 yılının ilk gününde bu kez yılbaşını kutlamak amacıyla bir araya gelenleri hedef almış, büyük acılar getirmiştir.

Yaklaşık seksen milyon yurttaşın yaşadığı ülkemizde, şiddet ve baskı artarken; dil, din, irk ve cinsiyet rolleriyle şekillenen toplumsal yapı; kültürel ve sosyal ayrışmanın, eşitsizliğin meşru temeli haline getirilmeye çalışılmaktadır.

Son olarak siyasi iktidar ve yakin çevrelerinin yılbaşı kutlamalarına dair açıklamaları, Diyanet İsleri Başkanlığı’nın da yeni yıl kutlamalarını ‘başka kültürlere, başka dünyalara ait, gayri meşru’ olarak niteleyen açıklamasının ardından yaşanan bu katliam; düşünce ve inanç alanlarında yapılan gerici baskılar ile yükselen toplumsal ayrışmayı yansıtmaktadır.

Oysa anayasa, devleti ve siyasi erki; hiç kimsenin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri hiç bir sebeple ayrımcılığa uğramamasını, herkesin temel hak ve özgürlüklerden eşit derecede yararlanmasını, hiçbir ayrım ve kısıtlamanın yaşanmamasını sağlamakla yükümlü kılmıştır.

Yasam hakkına kast eden insanlık sucu tüm bu saldırıların ve ayrışmanın yaşandığı süreçte siyasi iktidar ve erk sahiplerinin önlem alma sorumluluğu olduğunu önemle belirtiyor; güvenlik, hürriyet ve yaşam haklarının korunduğu; hiçbir ayrım, mahrumiyet ve kısıtlamanın yaşanmadığı; demokrasi, dayanışma ve barisin inşasının egemen olduğu uygar bir gelecek umudu ve inancıyla;  “yaşamın ve barışın” yanında açık tavır aldığımızı vurguluyoruz.

Mimarlar Odası olarak İstanbul’da yaşanan katliamı kınarken; yoğunlaşarak artan saldırılar ve büyük acılar nedeniyle kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygı ile anıyor, ailelerine ve toplumumuza başsağlığı, saldırıdan yaralı olarak kurtarılanların bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını diliyoruz.

Değerli kamuoyumuza saygı ile duyurulur.

TMMOB Mimarlar Odası