Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu, 3 Eylül 2008 tarihinde Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyet Halk Partisi genel Başkanı Deniz Baykal’ı ziyaret etmiştir. Görüşmede, 24.07.2008 tarih ve 5793 sayılı “BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” hakkında görüşler iletilmiştir. Bu kanun ile, 27 adet Kanun ve 2 adet Kanun Hükmünde Kararname’de değişiklik yapılmıştır. Bu düzenleme, Devlete ait tüm yapı, arsa ve arazilerin satışını ve amacı dışında kullanımını hızlandırdığı gibi, satışların birkaç kurum ve kişinin inisiyatifine bırakmıştır.
Son yıllarda, Cumhuriyet döneminde ülkenin kısıtlı olanaklarıyla Türkiye’ye kazandırılan, yüksek kârlar elde edilen sanayi kuruluşlarıyla, doğal ve kültürel değerlerin tahrip ve yok olmasına neden olabilecek alanlar, rant beklentileri doğrultusunda “özelleştirme” adı altında, birkaç yıllık kâr karşılığında ulusal ve küresel sermayeye hızla satılmıştır. Üretim yapan tesislerin çoğu satış sonrasında amacı dışında kullanılmış, rant sağlayan, üretimden uzak yeni alanlara dönüştürülmüştür. Ayrıca satılan işletmelerden bir bölümünün satış bedellerinin de, devlet bankalarından alınan düşük faizli uzun vadeli krediler ile ödendiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir.
Devletin sırtında kamburmuş gibi görülen Devlete ait sanayi kuruluşlarının satışları, Devlet borçlarının kapatılması, kamu yatırımlarının arttırılması gerekçesiyle, günümüzde hızla ve artarak devam etmektedir. Oysa istatistikî bilgiler göstermektedir ki, satışlara rağmen kamu yatırımlarında bir artış olmamış, iç ve dış kamu borçları katlanarak artmıştır.
Tüm bunlar bilindiği halde, kamuya ait değerlerin satışını hızlandırmak ve kolaylaştırmak amacıyla yeni yasal düzenlemelere gidilmektedir. Kamunun gözünden kaçırmaya da yönelik olan bu düzenlemeler, birbiriyle ilgisi olmayan birçok yasada yapılan değişiklikler, yasa tekniğine de aykırı bir biçimde “Torba Yasa” adı verilen tek bir yasa ile gerçekleştirilmektedir.
Yasaya egemen olan yaklaşımlar ana başlıklar halinde şöyledir:
- Yukarıda da değinildiği gibi birbiriyle ilişkisi olmayan onlarca yasada tek bir yasa (Torba Yasa) ile değişiklik yapılması, yasa tekniğine aykırı olduğu gibi, getirilen değişiklikleri kurum, kuruluş ve toplumun gözünden kaçırmak gibi birçok sakıncası da bulunmaktadır.
- Kamuoyunda da tartışılmakta olan bazı konularda iptale ilişkin yargı kararları olduğu halde bu düzenlemeler ile yargı kararlarının devre dışı bırakılması amaçlanmaktadır.
- TOKİ’nin bu günkü donatılmış yetkilerle Devlet içinde ayrıcalıklı konuma gelmiş olması yeterli görülmeyerek planlama, proje, vergi muafiyetleri vb. alanlardaki yetkileri daha da genişletilmektedir.
- İmar ve planlama ile ilgili çok başlılık ve çok yasalılık yetmezmiş gibi, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı da, TOKİ’ninkine benzer planlama, proje ve yapı izni konularında yeni yetkilerle donatılmıştır. TCDD’na da planlama ile ilgili benzer yetkiler verilmiştir.
- Kamu topraklarının ve taşınmazlarının elden çıkarılmasını kolaylaştıran yeni düzenlemeler yapılmıştır.
- Okul alanlarının, DSİ, Karayolları, TCDD taşınmazlarının satışına yönelik kolaylıklar getirilmiştir.
- Özel mülkiyete konu olamayacak, irtifak hakkı tesis edilemeyecek, mutlak yapı yasağı olan kıyılarda, hazineye gelir sağlamak amacıyla, kimi yerlerin hazine iyeliğine geçirilerek, bedel karşılığı özel kişilere devredilmesi ya da 49 yıl gibi uzun süreli irtifak hakkı tesis eden, kimi tesislere ve yapılara kullanım izni veren sözleşmelerle, kıyılar yağmaya açılacaktır.
- Tarihi ve kültürel yapıtların bulunduğu sit alanlarında, yıprandığı gerekçesiyle yenileme yoluna gidildiğinde, taşınmazların satışının önü açılacağından, uygulama korumacılık anlayışı ile son derece çelişmektedir.
Yasanın TBMM Komisyonlarında görüşülmesi esnasında; özellikle 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen Ek 3. Maddeye ilişkin görüşlerimizi CHP Grup Başkanlığı’na sunmuştuk. Ancak Kanun tasarısı barındırdığı tüm sakıncalara rağmen TBMM Genel Kurulu’nda aynen kabul edilerek yasalaşmıştır.
24.07.2008 tarihinde kabul edilen 5793 sayılı Kanun’un hemen tüm maddelerine ilişkin Oda’nın değerlendirmelerini içeren kapsamlı bir rapor sunulmuştur. Bu raporu ile ana Muhalefet Partisi’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması yönünde bir girişimde bulunması istenmiştir.
Görüşme kapsamında, ayrıca, son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerle TOKİ’ye verilen imar yetkileri ve TOKİ’nin konut üretimine ilişkin uygulamaları hakkında Oda’nın hazırladığı ayrıntılı raporu da sunulmuştur.
Bu icerik 1512 defa görüntülenmiştir.