17 Aralık 2004
MİMARLAR ODASI
UIA-2005 İSTANBUL KONGRESİNE DOĞRU
TÜRKİYE KONGRELERİ
DİYARBAKIR-MARDİN KONGRESİ
(17-18 ARALIK 2004)
“GÖÇÜ AĞIRLAYAN KENTTE İMAR VE MİMARLIK”
DİYARBAKIR/GAZİANTEP/VAN ve MARDİN
“UIA-2005 İstanbul Kongresine Doğru Diyarbakır-Mardin Türkiye Kongresi” bildirilerinde ‘Tema’ya İlişkin Anımsatmalar”
Tema üç ana kavramı içermektedir.
GÖÇ
Güneydoğu Anadolu’nun büyüyen kentleri -özellikle Diyarbakır- diğer göç alan kentlerden farklı süreçler yaşamaktadır. Bu kentlerin “göç”le anılır ve “göçü ağırlıyor” olmasının nedenlerine tarihsel süreç içinde bakılabilir. Bu irdeleme, 1990’ların öncesini de ele alacağı için kentin bugünkü kimliği ve üstlendiği rol(ler) yalnızca günümüz verileri ile sınırlı tutulmadan, fizik mekan dışındaki diğer tüm mekanları da (kültürel, ekonomik, toplumsal vb) kapsamalıdır.
Bu kentler, bölgedeki bilinen gelişmeler nedeniyle aynı yöredeki diğer yerleşimlerden “zorunlu göç”ün gerçekleştiği ve bu nedenle de kırsal kesimden gelerek çoğunluğu yasa dışı yapılarda barınan nüfusa karşı daha hoşgörülü ve “ağırlayıcı” bir tutumu yeğleyen kent olma özelliği sergilemektedirler.
Bu bağlamda, “göçle gelenin ağırlanır olması” ve diğer göç alan kentlere göre bunu bir trajedi haline getirmeden beraber/ortak yaşama çabaları bu kongrede altı kalınca çizilmesi gereken olgular durumundadır.
Kentleşme süreçlerinin benzer olup olmamasına bakılmaksızın Gaziantep, Van ve Mardin kentleri de böylesi bir tarihsel süreç içinde yorumlanmalı ve göçle olan bağları açıklanmalıdır.
İMAR / PLANLAMA
Göçün “süreci”, “niteliği” ve “yönü” bağlamlarında her dört kentin de planlama çalışmaları irdelenmeli; ancak sunuşlar, belgesel bir aktarımdan çok kent adına, sosyal ve kültürel değişim/dönüşüm aşamalarını tanımlayan kırılma noktalarını ortaya koyan ve bu planların kentin insanı ile nasıl örtüştüğünü ya da tersini açıklayan biçimde olmalıdır.
Ayrıca, kayıplar ya da tahribat adına göç/imar/planlama dışındaki nedenler de yöreye özgü değerlendirmelerde yer alabilecektir.
MİMARLIK
İlk iki başlık altında elde edilecek sonuçlar doğrultusunda “özgün mimari”nin, yani yerel ve yöresel olanın değerlendirilmesi, kayıplar ya da kazanımlar adına önem taşıyacaktır. Giderek bugünkü egemen mimari tavrın geçerliliğinin ve nedenlerinin sorgulanması ile diğer başlıklarla birlikte yorumlanması konuya ilişkin bir bütünlüğü ifade edecektir.
Nitekim, yörenin bu çok özel durumu nedeniyle, örneğin Mimarlar Odası’nın ülke düzeyindeki kaçak yapılaşmaya karşı ödünsüz tutumu, Diyarbakır’da yılardır daha farklı bir çizgide sürmekte, bu durum hiçbir zaman “mimarlık ilkelerine aykırı bir tavır” olarak yorumlanmamaktadır.
Bu kentlerimizin günümüz betimlemesi yapılırken mimarın “rolü” ve “kimliği” geçmişten bugüne hem bireysel, hem de örgütlü olan kabulleri ile irdelenmelidir.
SONUÇ
Bu kapsamda, sunuşlarda büyüme, değişme ya da dönüşmeye ilişkin süreçleri aktaran bir içerik beklenmektedir.
Böylesine özel bir süreci yaşayan kentlerimizde, “imar ve mimarlık” ilişkisinin hem planlı ve çağdaş normlara uygun, hem de tarihsel, kültürel ve doğal kimlik değerlerini gözeten bir çizgide kurulabilmesinin temel yaklaşımları, buna dair yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerine de ışık tutacak politikaların araştırılması, belirlenmesi Diyarbakır-Mardin Türkiye Kongresinden beklenen irdeleme ve sonuçların öncelikleri arasındadır.
Bu süreç aktarımında, merkezi ve yerel politikaların etkisini, yönlendiriciliğini ve kentle ilgili kültürü koruma/oluşturma adına belirleyiciliğini irdelemek önemli katkılar sağlayacaktır.
Yanısıra, “sorunların çözümüne ilişkin ne yapılmalı?” sorusunun yanıtını arıyor olmak tartışma ortamlarını daha da zenginleştirecektir.
Mimarlar Odası
UIA 2005 İstanbul Kongresi Süreci
Ulusal Eşgüdüm Komitesi
TEMATİK DANIŞMA KURULU
Bu icerik 1181 defa görüntülenmiştir.
|