MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Haberler
     
    UIA 2005 İstanbul Kongresi'ne Doğru Türkiye Kongreleri ANKARA KONGRESİ Gerekçe Metni

    25 Nisan 2005

    MİMARLAR ODASI

    UIA-2005 İSTANBUL KONGRESİ’ne DOĞRU

    TÜRKİYE KONGRELERİ

     

    ANKARA KONGRESİ

     ( 28 MAYIS 2005 )

     

    MODERNLEŞME SÜRECİNDE ANKARA ve CUMHURİYET KENTLERİ 

     

    ANKARA–KARABÜK–ZONGULDAK

                   

    “UIA-2005 İstanbul Kongresine Doğru, Ankara Kongresi” bildirilerinin hazırlanmasına yardımcı olabilecek “Kongre Teması”na ilişkin anımsatmalar.

     

    13 Ekim 1923’de, İmparatorluk Başkenti İstanbul’un yerine, Cumhuriyet’in başkenti olarak Ankara’nın tercih edilmesinde kuşkusuz ulus-devlet politikasının etkisi büyük olmuştur. Bu politika gereği tüm ülke, sosyo-kültürel farklılıklar gözetilmeden, bütünleşmiş tek bir toplumun yaşam alanı olarak tanımlanmış ve geri kalmış Türkiye toplumunun çağdaş uygarlıklar (muasır medeniyetler) düzeyine “yurt çapında dengeli ve yaygın olarak” çıkarılması amaçlanmıştır.

     

    Bu amaçla İmparatorluğun köhnemiş kurumlarını değiştirecek, iyileştirecek ve yeniden düzenleyecek devrimler yapılmış, toplumun her açıdan gelişmesi için çaba gösterilmiş, Anadolu kentlerindeki görünüm ve mekansal kurgulanmanın da bu devrimlere uygun şekilde imar edilmesi, böylece  uyuyan bir tarım toplumundan dinamik bir endüstri toplumuna geçilebilmesi için girişimlerde bulunulmuştur.

     

    Bu kapsamda Cumhuriyet Hükümeti’nce kurulan yeni Anadolu kentleri, Karabük ve Zonguldak örneklerinde görüldüğü gibi, Türkiye halkı için yeni istihdam alanlarının açılmasına, alt yapısı düzgün, ulaşım ağı ve servisleri düzenli çevreler oluşmasına ve çalışan sınıflar için uygar bir yaşam olanağı sağlayan konut alanlarının gelişmesine öncelik ve önem verilmiştir. Bu amaç çerçevesinde Başkent Ankara öğretici, örnekleyici bir model olma görevini de yüklenmiştir. Gerçekten de Cumhuriyet tarihi boyunca tüm Anadolu kentleri Ankara’ya öykünmüş, çevre düzenlerini ve geleneksel mimarilerini Başkent’in önderliğinde değiştirerek geliştirmişlerdir.

     

    Bu öykünmede, başkentin altyapı donanımları gelişmiş, planlı, düzenli, ve bakımlı bir kent olmasının, çağdaş konfor şartlarını içeren yeni mimarinin burada gelişmesinin, ve devlet yönetim merkezi olmasının yanısıra, modernizmin, kültür ve eğitimin, devrimlerin, ve yeni finans kurumlarının da merkezini oluşturmasının etkileri büyük olmuştur. Bu kapsamda, örneğin Merkez Garı’ndan Kale’ye uzanan aks, iki yanına dizilen kamu binalarıyla yeni ulusun ilk gösteri alanına dönüşür. Ulus-Kızılay arasında uzanan ana bulvar, üzerinde gerçekleştirilen bir dizi sanayi, ticaret, kültür ve eğitim yapısı ile eski kentten yeni kente ve çağdaş yaşama ulaşımı belgeler. Kızılay’daki Güven Anıtı’ndan Büyük Millet Meclisi’ne uzanan törensel yaya aksı ise, iki yanında yer alan ciddi yüzlü hükümet binalarıyla Cumhuriyet yönetiminin gücünü simgeler.

     

    Son yıllarda ise özel girişimciler yönetimindeki iş dünyasının yönlendirici gücü ulus-devlet’in yönetici gücünü olumsuz bir biçimde etkilemiş, endüstrinin, finans kurumlarının, kültür ve eğitim kurumlarının yoğunluğunun gerisin geriye İstanbul’a kayması, Başkent’in öğretici, örnekleyici, yönlendirici güçlerini yitirmesine neden olmuş, özellikle 50’li yıllarda başlayan kırsal göçle birlikte oluşan metropolleşme sürecinde Ankara’nın yerine İstanbul yeniden tüm Türkiye toplumunca öykünülen,

     

     

    güçlü bir çekim merkezine dönüşmüş, bu arada Ankara ülke başkentliği çekiciliğini yitirip özellikle Çorum, Yozgat, Çankırı gibi Orta Anadolu kentlerinden göç alan bir bölgesel merkez kimliğine bürünmüştür…

     

    Ulus-Devlet kapsamında sanayi ve madencilikle gelişip belli bir uygarlık düzeyine erişen Karabük ve Zonguldak gibi Cumhuriyet kentleri ise sanayisizleşme sürecinden öncelikle etkilenerek güçlerini ve kimliklerini yitirmeye başlamışlardır.

     

    Bugün nüfusu 3.5 milyona yaklaşan başkent ile Cumhuriyet’in yeni kentleri Karabük ve Zonguldak’ın, tüm diğer Anadolu kentlerinde olduğu gibi, çevresel, sosyal, ve kentsel estetik sorunları bulunmaktadır. İstanbul’dan çok daha eski, Hitit dönemine kadar uzanan bir geçmişe sahip olan Ankara’nın tarihi yerleşme bölgelerinin ve dönemlerinin korunmasında izlenen özensizlik, Cumhuriyet dönemi mimari kalıtımın korunmasında daha da belirginleşmektedir. Ankara son yıllarda, az gelirli-çok gelirli, ilerici-gerici, gelenekçi-çağdaş karşıtlıklarıyla gelişen sosyal ayrışmanın sorunlarıyla boğuşmaktadır. Bu anlamda, demiryolunun kuzeyinde ve güneyinde iki ayrı yerleşme alanı olarak gelişen kent, Ankara ovası üzerinde birbirine paralel iki ayrı koldan ve sosyal sorunlarını katlayarak, batıya doğru büyümektedir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında yaratılmaya çalışılan yeşil kent kavramı da son yıllardaki nüfus ve yapı yoğunluğu ile yok olmuş, kültürel ve sanatsal etkinliklerin merkezi olma niteliğini ise yeni ticaret ve finans merkezi İstanbul’a kaptırmıştır.

       

    Ankara Kongresi’nde tartışılmak üzere saptanan “Modernleşme Sürecinde Ankara ve Cumhuriyet Kentleri” temasının sosyo-ekonomik, kültürel ve politik yönleriyle tartışılması, Anadolu kentlerine önderlik yapmış olan başkentin yönlendirici ve eğitici nitelikleri nedeniyle, bundan önceki Türkiye kongrelerinde tartışılan konular açısından da aydınlatıcı ve tamamlayıcı olacaktır.

     

     

     

    Bu bağlamda, Zonguldak ve Karabük kentlerinin irdelenmesinde ise doğrudan Cumhuriyet’in ilke ve hedefleriyle yaratılan iki kentin, başlangıçtaki planlı ve ilkeli gelişiminin ardından yine son yıllarda yukarda özetlenen süreçte “varoluş değerlerini” nasıl yitirmeye başladığı gözlenebilecektir.

     

     

    SONUÇ

     

    Tüm bunların “modernleşme sürecinde” ele alınmasında; kent ve mimarlık ilişkisinin değişimine de ışık tutabilecek gözlem ve saptamalara yer verilmesi, UIA 2005 İstanbul buluşmasındaki evrensel değerlendirmelere “ulusal katkı” bakımından önem kazanmaktadır.…

     

    Bu bakış açısıyla değerlendirildiğinde, Cumhuriyet Başkenti’ndeki çağdaş mimarlık ve çevre düzenleme çabalarının Türkiye ölçeğindeki etkileri bağlamında UIA’nın “Kentler ve Mimarlık“ ana başlığı altında ve dünya mimarları adına  “Yaşasın Kentler“ çağrısı ile bağlantılı olarak gündeme taşınmasının doğru olacağını anımsatır, başarılar dileriz.

     

     

     

    Mimarlar Odası
    UIA 2005 İstanbul Kongresi Süreci
    Ulusal Eşgüdüm Komitesi
    TEMATİK DANIŞMA KURULU

    Bu icerik 1045 defa görüntülenmiştir.