MART 2025
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
 
    Haberler
     
    Üsküp 2014 Projesi Hakkında Makedonya Mimarlar Birliği (AAM) Olağanüstü Genel Kurul Bildirgesi

    10 Mayıs 2010

    Genel Tespitler
    Makedonya Cumhuriyeti vatandaşları, birkaç hafta önce internet ve televizyon üzerinden yapılan çeşitli yayınlar sonucunda, başkentimiz Üsküp’e ilişkin 2014 yılı vizyonunu öğrendiler. Bu yayınlarda kullanılan üç boyutlu animasyonların “çok sayıda kent plancısı, mimar, heykeltıraş ve tasarımcı tarafından ciddi bir çalışma sonucunda oluşturulduğu” ve “vatandaşların görüşüne de sunulmuş olan, (Kültür Bakanı’na göre) daha da gelişmeye açık bir ‘kavramsal proje’ olduğu” söylense de, sürecin gerçekten bu şekilde işlediğini açıkça söylemek mümkün değil.

    Üsküp kentinin Genel Kent Planı kapsamında, kent merkezindeki alanın yeniden tanımlanması için ulusal veya uluslararası yarışma açılması konusunda ayrıntılı bir analiz yapılması gerekmektedir. Buna rağmen, “iç çevre yolu”nun (inner ring) içinde kalan bu bölgenin ayrıntılı kent planının oluşturulması için şu ana kadar bir yarışma duyurusu yapılmadı. Fakat, alandaki birtakım tekil yapılar için, henüz bu yapıların içinde bulunduğu alan için öngörülen kentsel plan kararları kabul edilmeden, mimari proje yarışmaları ilan edilmiş bulunuyor.

    Tekil yapılar için açılan bu yarışmalar, cephelerin görünümüyle ilgili birtakım şartlar içermesi nedeniyle, mimarlığın kendini ifade etme özgürlüğünü doğrudan ve ciddi olarak engelliyor; adeta dikte ediyor. Yeni cephelere büründürülmesi düşünülen mevcut yapıların ne telif hakları, ne kültürel miras özellikleri dikkate alınıyor: mimarlık basitçe bir sahne dekoru üretme sanatına dönüştürülüyor. Alan için üretilen plan, zaman içinde pek çok değişim geçirirken, projenin kamuoyuna sunulma süreci yaz tatilleri ve yeni yıl tatillerine denk getirilmiş; plan herhangi bir açıklama veya metinsel anlatım olmadan, yalnızca genel plan olarak kamuoyunun bilgisine sunulmuştur. Projeyle ilgili video gösteriminin medyada yer almasının ardından proje, yalnızca birtakım kişilerin medyada görünürlüğü, medya tartışmaları ve ana sorunun “Projeyi beğendiniz mi, beğenmediniz mi?” olduğu anketlerle değerlendirilmiştir.

    Üsküp 2014 Projesi, kent üzerine düşünme ve karar verme süreci ve mimari fikirlerin temsili konusunda bir düzenden yoksundur. Anlık bir tarih, mimarlık ve kent oluşturmaya yönelik bir acele gözlemlenmekte; en eski tarihe sahip olan coğrafyalardan bir olan bu bölgenin karmaşık ekonomik, toplumsal, kültürel, etnik yapısını ve sürdürülebilirliği dikkate almamaktadır. Mekânın kentsel kavramlarını, yalnızca birtakım yapıların üzerine kaplayarak yeniden tanımlama girişimi ve geçmişteki diğer dönemlere ait önemli yapıları gizleme eğilimi de aynı şekilde tuhaftır.

    Bu kentin en karakteristik özelliği, farklı dönemlerin katmanlarını her birinin kendine özgü ifadesiyle birlikte biriktirmiş olmasıdır. Bu durum, kentin parçalanmış bir imaja sahip olması sonucunu doğurabilir, fakat aynı zamanda her bir dönemi izleri ve mimarlığıyla geride bıraktıkça, kentin yaşamı ve varlığında bir sürekliliği de beraberinde getirmektedir. Birlikte var olmanın karmaşıklığı her geçen gün daha da büyümektedir; dayanışma yalnızca vermek değil, aynı zamanda almak; kabul etmektir. Daha üzerinden çok uzun zaman geçmedi: Üsküp’ün yeniden ayağa kalkarak devam etmesine yardımcı olan da bu dayanışma olmuştur. Ülke ve kişiler olarak bizler, bu güçlü hareketi nasıl tekrar dünyaya gösterebiliriz? Toplumsal ve kültürel gelişime giden yollar, birbiriyle derin bir bağlantı içindedir.

    Mimarlık Hakkında
    Mimari stil, farklı yaratıcı yöntemlerin uygulanmasıyla elde edilir ve toplumun toplumsal-işlevsel, teknik, ekonomik, kavramsal ve estetik ihtiyaçlarının gelişim düzeyine bağlıdır. Mimari stile ulaşmak konusunda en kesin yol, belirli bir stil izlemekten kaçınarak, mimari biçimlere ilişkin gerçek bir arayışta bulunmaktır. Bu anlamda, eski biçimleri kopyalamak veya taklit etmekten bahsetmemeliyiz. Tarihte etki bırakan mimarlık ve sanat akımları hiçbir zaman kendilerinden önceki dönemleri taklit etmemişlerdir. Modern mimarlık, demokratik toplumların bir yansıması olarak, dikte etme veya kanonlaştırmaya yakın durmamıştır. Kendine özgü dışavurumcu görünümüyle soyuttur ve herhangi tür bir sembolizme başvurmak ancak gerici bir hareket olabilir. Buna karşılık, yeni Üsküp kartpostalında sunulan tüm mekânsal ve işlevsel varlıklarda (mevcut yapıların üzerine inşa edilen veya bu yapıları süsleyen unsurlar, yeni tasarlanan yapılar, köprüler, kapılar, anıtsal özellikler vb… ve hatta tek bir yapı içinde karıştırılan işlevlerle) daha farklı bir anıtsallık kavramı gündeme gelmektedir. Bu mimarlık modern yaklaşımlarla aynı çizgide değildir; gerici bir yaklaşım içermektedir.

    Plan Hakkında
    “İç çevre yolu”nun içinde kalan bölgenin ayrıntılı kent planındaki değişiklikler ve eklemelerin yeni bir plan olarak elde edilmesi ve geliştirilmesi konusunda şeffaf bir prosedürün izlenmemesi, eski yapılar ile yeni tasarlanan yapıların birbiriyle çatışan bir ilişki içinde olmasına neden olmaktadır.

    Yeni plan dâhilinde, bu kadar kısıtlı bir alanda, böylesi yoğun olarak planlanan işlevlerin ve yapıların altyapısının nasıl çözüleceği konusu net değildir. Projeye konu olan alanda kapsamlı kentsel analizlerin yapıldığı konusunda şüphelerimiz bulunmaktadır. Bu kadar yoğun ve büyük bir inşaat etkinliğinin başlangıcından önce bu analizlerin yapılması zorunlu bir görevdir.

    Plan kapsamında öngörülen yeni işlevlerin getirdiği bir başka sorun da, kamusal alanların gasp edilmesiyle kentin kültürel merkezinden yoksun bırakılmasıdır. Kent ve kent merkezinin işlevini etkileyen bu denli önemli konularda alınan hızlı kararlar tehlikeli ve nahiftir. Planlama ve tasarımda vatandaşların ilginin odağı olması gerekirken, kentliler tamamen göz ardı edilmekte, kamusal kentsel mekânın şekillendirilmesinde tamamen dışlanmaktadır.

    Sözde “Üsküp 2014” olarak gündeme getirilen kavram, başkentimizin merkeziyle ilgili olarak arzu edilir nitelikte bir mimari ve kentsel vizyon içermemektedir. Hiç kimsenin talep etmediği birtakım sorunları (mimari yapıların cephelerinde veya başkentin merkezinde ulusal kimliğin ifadesi için çeşitli matrisler tanımlanması gibi) çözmeyi öngören, gerçek olmayan mimari çözümler üzerine projeler gerçekleştirmek anlamsızdır.

    Tekil yapıların inşa sürecinde olduğu, tıpkı bir “bilgisayar oyunu” gibi sentetik bir imajla karşı karşıyayız – planlama ve inşaat aynı anda yürütülmektedir. Bu kapsamda, AAM projenin bu noktaya getirilme sürecine karşı çıkmaktadır.

    Yarışmalar Hakkında
    Yarışmaların düzenlenme biçimini yeniden gözden geçirmek durumundayız, çünkü yarışmalar yeni ufuklar yaratmakta ve mimari üretime uluslararası katkılar sağlamaktadır. Yarışmalar:

    • Zamana tanıklık etmeli;
    • Uygarlığı sembolize etmeli;
    • Toplu yararı teşvik etmeli (bir yandan yaşadığımız yerle ilgili, ait olma ve sorumluluk duyma bilincini geliştirmeli; diğer yandan hepimizi etkisi altına alan dünyadaki gelişmelere gözünü kapamamalı)
    • Yeni ihtiyaçlara cevap vermeli (enerji, ulaşım verimliliği, sürdürülebilirlik)
    • Mevcut yapılarla yenilikleri bir arada değerlendirebilmeli;
    • Yaratıcılığın gelişimini desteklemeli, ünlü mimarlar ve büyük tasarım şirketleri arasında fark edilmesi güç olan yeni genç yetenekleri ortaya çıkarmalı;
    • Eğitimi özendirmeli;
    • Mimarların modern toplumdaki rolünü vurgulamalı.

    Yarışma kurumunun kendisi organizasyon ve yönetim açısından mesleğin kendisine ve temsilcisi olan Makedonya Mimarlar Birliği’ne bırakılmalıdır.

    AAM’ın Pozisyonu
    AAM, tasarımcıların yaratıcılıklarında tam bir özgürlük ve bağımsızlığa sahip olmalarına saygı gösterilmesinden yanadır. Verdiği ödüllerle bu duruşu sürekli olarak sergilemektedir.

    AAM, kent ve ülke için gerçekten ciddi bir önemi olan Üsküp 2014 Projesi’nin iyi bir şekilde tasarlanmış, sürdürülebilir bir proje olmasından yanadır.

    AAM, her tür kamu yapısı, kamusal mekan ve bunları desteklemek üzere kurulan altyapı sisteminde, belirli kalite standartlarının izlenmesini desteklemektedir.

    AAM, ayrıntılı kent planındaki değişikliklerin, Vardar Nehri’nin sol kıyısı özelinde yeniden gözden geçirilmesi konusunda ısrar etmektedir. Bu alanda öngörülen yapılar Vardar Nehri’ne ilişkin mevcut düzenlemeleri çiğnemekte, aynı zamanda bu alandaki kamuya açık yürüyüş yollarını gasp etmektedir.

    AAM, kent merkezindeki alana yönelik yeni bir ayrıntılı kent planı oluşturulması için, üst düzey bir uzman grubuyla birlikte taslak bir program çıkartılmasını önermektedir. Bu yeni plan, kentin genel planı ve çağdaş eğilimlerle uyumlu olmalı; önce kamuya açık olarak yapılacak kapsamlı bir tartışma sürecinden sonra kabul edilmeli; sonra da bu planın geliştirilmesi amacıyla herkese açık uluslararası bir yarışma düzenlenmelidir.

    AAM, yatırımcılardan, inşaat sürecinin bu başlangıç aşamasında, yapıların inşasını durdurmaya çağırmaktadır.

    Son Söz
    Biz mimarlar, vatandaşlarla birlikte bu süreçten dışlanmış bulunmaktayız. Hem uzman görüşleri hem de genel olarak kamuoyu, Üsküp 2014 Projesi kapsamında alınan son derece önemli kararların dışında kalmıştır.

    Farklı düşünen ve hareket edenlerin sesini de duymak gerekmektedir. Bizim savunduğumuz görüşler, kullanıma hazır çözümler önermemektedir. Amacımız, soruları ortaya koymak, temel tartışmaların yapılmasını sağlamak, müzakere ve karar alma süreçlerinin bir arada işlemesini sağlamaktır.

    AAM, şu anda sunulan haliyle Üsküp 2014 Projesi’nin karşısındadır; çünkü bu proje zamansal, coğrafi, politik, ekonomik, kültürel ve toplumsal bağlamdan tamamen yoksundur. Teknik olarak sürdürülebilir değildir. Geleceği öngörememektedir.

    Çeviri: Tuğçe Selin Tağmat

    Bu icerik 1318 defa görüntülenmiştir.